7 Nisan 2017 Cuma


Yuklarıda bir Türkiye haritası görmekteyiz. Gitmiş olduğum yerleri yeşil renge boyadım , gitmek istediğim yerleri ise kırmızı renge boyadım ; gitmeyi düşünmediğim yerleri ise boyamadım. Görünen o ki daha gezilecek çok yer var ! Haydin selametle !

GeoGuessr

GeoGuessr

Merhaba.Bugün size tanıtmak istediğim bir uygulama var.Uygulamanin adı GeoGuessr.Biz coğrafya severler için enfes bir uygulama.Oyunun genel olarak amacı en yüksek puani elde etmek.Ve bu puanları toplamak için oyunun sizi attığı yeri haritadan tahmin etmeniz.Ne kadar yakınlaşırsak o kadar çok puanımız oluyor ! E ne duruyoruz o zaman hemen indirelim !
Uygulamayı indirmeden bu linkten de oynamak mümkün.
https://geoguessr.com/



Benim skorum :



HARİTALAR

DÜNYA SİYASİ HARİTASI




AVRUPA SİYASİ HARİTASI


AFRİKA SİYASİ HARİTASI


GÜNEY AMERİKA SİYASİ HARİTASI


ASYA SİYASİ HARİTASI


KUZEY AMERİKA SİYASİ HARİTASI



OKYANUSYA SİYASİ HARİTASI


KITALAR VE OKLYANUSLAR HARİTASI



TÜRKİYE’NİN KOMŞU ÜLKELER HARİTASI


DÜNYA FİZİKİ HARİTASI



AFRİKA FİZİKİ HARİTASI


GÜNEY AMERİKA FİZİKİ HARİTASI


AVRUPA FİZİKİ HARİTASI


KUZEY AMERİKA FİZİKİ HARİTASI


ASYA FİZİKİ HARİTASI



OKYANUSYA FİZİKİ HARİTASI



DÜNYA DİLSİZ  HARİTASI


TÜRKİYE SİYASİ  HARİTASI


TÜRKİYE FİZİKİ HARİTASI


TÜRKİYE DİLSİZ HARİTASI










Öğrenme Çıktısı

Ögrenme Çıktısı

Öğrenme çıktıları, bir öğrencinin öğrenme sürecini tamamladıktan sonra neleri bilmesi, anlaması veya yapabilmesi gerektiğini açıklayan ifadelerdir. Öğrenme çıktıları; öğretenin niyetinden daha çok öğrenenin başardıklarına odaklanmaktadır.

Şimdi örneklere gelecek olursak benim Coğrafya dersinden çıkardığım bazı öğrenme çıktılarını ve cevaplarını inceleyelim.


1-)Coğrafyanın Babası kimdir ?

* Hekataios

2-)Harita ne için kullanılır ?

*  İsim vermek için./Yer göstermek için./İlişki kurmak için.

3-)Türkiye'de kaç çeşit iklim türü vardır ?

Türkiye de 7 çeşit iklim olduğu söylense de bu 7 çeşit iklim değil yağış rejimidir.Turkiye'de iki çeşit iklim vardır.Akdeniz İklimi ve Karasal İklim.

4-)Dünyanın en büyük ağaçları nerededir ?Neden ?

*  Kaliforniya'dadır.Çünkü fotosentezin en güçlü olduğu yerlerin başında gelir.

5-)Coğrafya kavramını ilk kez kim kullanmıştır?

Eratostenes

6-)Dünyanın bilinen en eski haritasi hangisidir ?

Çatalhöyük Haritası

7-)İlk model küre kimler tarafından yapılmıştır?

* İranlılar

KAYNAKÇA

https://birimler.dpu.edu.tr/app/views/panel/ckfinder/.../DPUe_Oegrenme_C_kt_lar_.pdf

Keşif Zamanı: Dünyanın En Tuhaf 10 Yeri

Keşif Zamanı: Dünyanın En Tuhaf 10 Yeri


Dünyada gidip görülecek birçok eşsiz yer var fakat buralara ulaşmak o kadar da kolay değil. Biraz araştırma yaptık ve bir kısmı insan yapısı bir kısmı ise doğal oluşum olan çok ilginç yerler keşfettik. Şimdi sıra sizde. 
Arizona’daki uçak mezarlığından Venezuela’da bulunan dünyanın en yüksek şelalesine bu 10 muhteşem mekanı keşfetmeye hazır olun.

Uçak mezarlığı, Arizona – ABD
Uçaklar ölünce nereye gider? Arizona’da çölün ortasındaki bu ıssız mekana tabii ki. ABD hava kuvvetlerinde görevini tamamlayan bu B-52 bombardıman uçakları (yaklaşık 5000 adet var) güneşin altında öylece yatıyor. 
Peki neden Arizona? Böyle bir mezarlığın çölün ortasına kurulmasının sebebi, nemsiz ortamın metaldeki bozulmayı geciktirmesi. Ama ne olursa olsun, bu uçaklar son uçuşlarını çoktan tamamlamış.
Shiprock, New Mexico
New Mexico çölünde zemininden 500 metre yüksekliğe ulaşan bu kayalık aynı zamanda Navajo yerlileri için de kutsal bir mekan. Hala da Navajo ulusu tarafından yönetilen bu yer, 17 km. uzaktaki bir kasabayla da aynı adı taşıyor.
Çölün ortasında yol alan bir gemiyi andıran dev kayalık, birçok filme ve hikayeye konu olduğu gibi, tırmanışçıların ve tabii ki fotoğrafçıların da ilgi odağı.
Kaplan Yuvası Tapınağı – Bhutan
3000 metre yükseklikteki 400 yıllık Taktsang tapınak kompleksi birçok mağarayı da içerisinde barındırıyor. Bhutan’daki doğal mağaralardan oluşan bu mekanın aynı zamanda Budistler için kutsal değeri var.

Tapınağın asıl önemi, Bhutan’a Budizm’i tanıtan Padmasambhava’nın 8. yüzyılda burada 3 yıl, 3 ay, 3 hafta, 3 gün ve 3 saat meditasyon yaptığına inanılması.
Cehennem Kapısı – Türkmenistan
Mekan 70’li yıllarda insan eliyle yaratılmış. Bölgede bulunan doğalgaz rezervlerinden kaynaklanan olay, çukurun içinden sızan fazla doğalgazın Sovyet mühendisler tarafından tutuşturulmasıyla meydana gelmiş.
Ateşin birkaç hafta içinde söneceği düşünülmüş ama yaklaşık 40 yıldır orada, içi kaynayan çamurla dolu 70 metre genişliğinde dev bir çukur var. Buraya "Cehennem Kapısı" deniyor çünkü alevlere fazla yaklaşırsanız kendinizi cehennemdeymişsiniz gibi hissetmeniz olası.
Şampanya Havuzu, Waiotapu – Yeni Zelanda
Maori savaşçılarının ağrıyan kaslarını ve ruhlarını dinlendirmek için geldikleri bu hidrotermal oluşum, yaklaşık 900 yıl önce (jeoloji bilimine göre çok taze sayılır) meydana gelmiş.
Oluşuma bu eşsiz rengini veren şey, yeraltından kaynayarak gelen suyun içindeki farklı mineraller. Suyun içerdiği yüksek orandaki karbondioksit ise onun sürekli şampanya gibi köpüklü olmasını sağlıyor.
Büyük Mavi Çukur – Belize
Belize’nin 70 km. açığında yer alan Denizfeneri Resifi’nde bulunan “Mavi Çukur”, dalgıçların isimlendirdiği diğer birçok mavi çukurdan biraz daha farklı ve 124 metre derinliğindeki bu çukurun dalgıçlık camiasında özel bir yeri var.
Burayı özel kılan şey ise efsane dalgıç Jacques Costeau’nun Mavi Çukur’u dünyanın en önemli 10 dalış mekanından biri ilan etmesi olmuş. Daha sonra UNESCO’nun dünya mirası olarak tescil ettiği mekan, türünün en derini değil aslında. Bahamalar’daki “Dean's Blue Hole”, 200 metre derinliği ile bu rekoru elinde tutuyor fakat onun dibini görebilecek kadar çılgın dalgıçlar da kolay bulunmuyor.

Yedi Devler Kayalıkları, Sibirya – Rusya
Kuzey Urallar’da, Sibirya'nın ortasında yer alan kayalıklar efsaneye göre, kaçarken donan gerçek dev askerlermiş. 
Dünyada fazla tanınmasa da Rusya’da çok ünlü olan bu kayalıkların yüksekliği 30 - 40 metre arasında değişiyor. Yanlarına ulaşmak normal şartlarda oldukça zorlu bir yolculuk gerektiriyor ama tecrübeli tırmanışçı Stefan Glowacz “Red Bull 7 Giants" projesiyle zirvelere ulaşmayı başarmıştı.
Angel Şelalesi, Venezuela
Venezuela’daki yaklaşık 1000 metre yüksekliğindeki Angel Şelalesi, kesintisiz olarak dökülen dünyanın en yüksek şelalesi olarak kabul ediliyor. Auyantepui Dağı'ndaki Canaima Ulusal Parkı’nda yer alan mekan aynı zamanda Pixar yapımı UP isimli filme de konu olmuştu (orada “Cennet Şelalesi” olarak anılıyordu). 
Mekan adını, şelalenin üzerinden ilk defa uçarak geçen ve daha sonra buraya inerek 30 yıl kadar yaşayan Amerikalı havacı Jimmie Angel’dan alıyor.
Buzludzha anıtı – Bulgaristan
Hayır, gördüğünüz şey Dart Vader’ın saldırıya uğramış uzay gemisi değil. Burası, Sovyetler Birliği tarafından 1981 yılında inşa edilen ve şu an bir harabe halinde olan Buzludzha anıtı.
Duvarlarında Sovyet ve Bulgar tarihini anlatan resimler olan yapının çatısı bakırdan yapılmış ve zamanla bu değerli maden sökülüp alındıkça bina da soğuk kış şartlarının insafına bırakılmış.

Ayrık Elma Kayası – Yeni Zelanda
Tasman Körfezi'nde hemen sahilde bulunan bu tuhaf doğal yapı, ortadan bölünmüş bir elmayı andırmasından dolayı bu ismi almış. Bunun nasıl olduğunu ve nereden geldiğini bilen olmasa da turistler için önemli bir uğrak noktası olmuş bile. 

KAYNAKÇA

http://www.redbull.com/tr/tr/adventure/stories/1331699013567/dunyan%C4%B1n-en-gizemli-noktalari












Merhaba. Ben Abdullah Mehmet YAŞA.13 Ağustos 1998'de Muğla'da doğdum.İlk öğretimimi ve ortaöğretmimi Göktepe Köyü Muğla Şehit Jandarma Uzman Çavuş Berkan Şara İlköğretim Okul'unda tamamladım. Daha sonra SBS sınavına girerek Muğla Turgutreis  Anadolu Lisesini kazandım. 12.sınıfta Muğla Özel Özbilim Temel Lisesinden mezun oldum. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünü kazandım ve okumaktayım.


Coğrafya sevilmesi gerekilen ve gerekli bilgiye sahibi olunması gereken bir daldır. Hocamızında dediği gibi Osmanlı İmparatorluğundan bile büyük olan ''İklim İmparatorluğunu'' bilmeden onun himayesinde yaşamak zor olsa gerek.Bu blog coğrafyayı inceleyip yorumlamak ve bilgi sahibi olmak için açılmıştır.




Hekataios

Hekataios


M.Ö. 6. yüzyılda Milet'te yaşayan bilginlerden birisi de Hekataios'tur; Perslerin Milet'i işgali döneminde doğmuş ve bir Pers vatandaşı olarak yetiştirilmiştir; ancak halkının Perslere karşı ayaklanmasını ve vatanının kurtulmasını görecek kadar uzun yaşamış ve M.Ö. 477'de ölmüştür. 

Mısır'a, hatta Teb'e kadar gitmiştir. Mısır'ın bir Pers vilayeti olması, kendisinin de bir Pers vatandaşı olarak görünmesi, bu gezileri kolaylaştırmıştır. 

Hekataios, küçük bir kısmı günümüze kadar ulaşan Historiai (Araştırmalar) adlı eserinde Yunan gelenekleri ile mitolojisini tanıtmış, Asya ve Avrupa'nın tasvirini veren iki bölümlük Dünya Turu adlı diğer bir eserinde ise, gezip gördüğü yerlerin fiziki ve beşeri coğrafyası hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir. MÖ. 5. yüzyılda yaşayan ünlü tarihçi Bodrumlu Heredotos, Hekataios'un bu eserinden büyük ölçüde yararlanmıştır. 



Hekataios'un yetiştiği dönemde Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes'in evrenin yapısına ilişkin görüşleri tartışılmaktaydı. Bunlar aslında sonu gelmeyen kısır tartışmalardı ve bunu anlayan Hekataios, evrenin sırlarını çözmeye çalışmadan önce, çevremizi tanımaya çalışmamız gerektiğini savunmaya başlamıştı. Gemicilerden, tacirlerden ve kendi gezilerinden elde ettiği bilgileri bir araya getirerek, ilk defa tasviri coğrafyaya ilişkin bir yapıt yazdı. Bu yapıt ona "Coğrafya'nın Babası" unvanını kazandırdı. 

Yeryüzü'nün dairesel olduğuna ve çevresinin okyanusla çevrilmiş bulunduğuna inanıyordu. Akdeniz, Karadeniz ve Hazar Denizi'ne kabaca işaret edilmiş ve Yeryüzü, bu denizlerle iki parçaya bölünmüştü; kuzeyde Avrupa ve güneyde ise Asya ve Afrika kıtaları bulunuyordu. Nil nehrinin, Yeryüzü'nü çevreleyen okyanustan çıktığını varsaymıştı. Nil nehrinin düzenli olarak taşması ve deltasının oluşması birçok spekülasyona neden olmuştu ve bunlardan birisi de Hekataios'a aitti. 

Hekataios, aynı zamanda bir kuramcıdır; matematiksel coğrafya ile de ilgilenmiştir. Ancak bilime yapmış olduğu en büyük katkı Yeryüzü'ne ilişkin bilgileri derlemesidir. 


KAYNAKÇA

https://www.turkcebilgi.com/hekataios

Tarihte Coğrafyaya Katkısı Olan Türk, Müslüman Ve Yabancı Bilim Adamları

Evliya Çelebi
1611 – 1682 yılları arasında yaşamış ünlü bir seyyahtır. 17. yüzyılın en büyük Türk gezginidir. Gezdiği yerlerin beşeri ve fiziki coğrafya özelliklerini tasvir ederek eserinde toplamış ve bu eser günümüz coğrafyacılar tarafından benimsenen önemli bir kaynaktır. Eseri Seyahatnamedir.
Aristo
M.Ö.. 384 – 322 yılları arasında yaşamıştır. Sisamlı ya da Makedonyalı olduğu sanılmaktadır. Büyük İskender’e hocalık, Eflatun’a ise öğrencilik yapmıştır. Başta matematik ve felsefe olmak üzere çağının bütün ilimleriyle uğraşmıştır. Dünyanın yuvarlak olduğu görüşünü rasyonel olarak ortaya koyan ilk bilim adamıdır. Bu yargıya ay tutulması sırasında dünyanın ay üzerine düşen gölgesinin dairesel olduğu varsayımından hareketle ancak yuvarlak bir cismin gölgesinin yuvarlak olabileceği varsayımından dünyanın biçiminin yuvarlak olduğu görüşünü ileri sürmüştür. Eseri Politikadır.
Piri Reis
1470 – 1554 yılları arasında yaşamıştır. Büyük Türk Amirali Piri Reis devrinin en ünlü Türk kartoğrafıdır. Dünya haritasını hazırlayan ilk Türk ünvanına sahiptir. Bu haritanın sadece Amerika’yı gösteren paftası günümüze ulaşmıştır. Eseri Kitab-ı Bahriyedir.
Tales
M.Ö. 636 – 546 yılları arasında yaşamıştır. Ege kıyısında bulunan Milet’te doğmuştur. Daha çok matematik alanında çalışma yapmıştır.
Coğrafi görüş olarak dünyanın şeki hakkında bir teori ortaya atmıştır. Tales’e göre dünya okyanuslar üzerinde yüzen bir diske benzer ve de yuvarlaktır.
Eratostenes
M.Ö. 276 – 195 yılları arasında yaşamıştır. Asvan’da doğmuştur. Öğrenimini Atina’da yaptıktan sonra İskenderiye’ye yerleşerek çalışmalarını orada sürdürmüştür. Coğrafya ismini ilk kullanan kişi olduğu için coğrafya ilminin adını ilk koyan kişi olarak bilinir. Dünyanın ekvator üzerinde çevre uzunluğunu ve bir derecelik meridyen yayını hesaplamıştır. Bölgesel coğrafyanın gelişmesine de katkısı olmuştur.
Batlamyus
Doğum ve ölüm tarihleri tam olarak bilinmemektedir. Mısır’da MS. I.Yüzyılda doğduğu söylenmektedir. Roma İmp. devri coğrafyacısı olduğu kabul edilir. Roma imparatorluğu devrinde dünyayı en gerçekçi bir şekilde tasvir etmiş coğrafyacı olarak bilinir. Hazırladığı dünya haritası gerçeğe nispeten yakındır. Çalışmalarında bugünkü Hint Okyanusu güneyinde büyük bir kara parçası bulunduğunu ileri sürmüş, ve bu kara parçasının daha sonradan Antarktika olduğu anlaşılacaktır.
Biruni
978 – 1048 yılları arasında yaşamıştır. Harezmi’de doğduğu söylenmektedir. Çağının ünlü bir matematik ve matematik coğrafyacısı olarak bilinir. Dünyanın yarıçapın 6.425,7 km. olarak hesaplamıştır(Gerçeği : 6.376 km.). Dünyanın çevresini 42.516 km olarak hesaplamıştır(Gerçeği : 40.076km). Eseri; El-Kanun El-Maksudi dir.
Copernicus
1564 – 1642 yılları arasında yaşamış İtalyan gökbilimcidir. Teleskopu kullanarak gezegen ve yıldızları inceleyen ilk bilim adamıdır. İncelemeleri sonucunda ayın üzerindeki kraterleri, güneş lekelerini, gezegenlerin güneş çevresinde hareket ettiğini ortaya koymuştur.
Kepler
1571 – 1630 yılları arasında yaşamış alman gökbilimcidir. Gezegenlerin güneş çevresinde elips biçiminde yörüngeleri vardır görüşünü ileri sürerek bu görüşünü ispatlamıştır.
Humbolt
1769 – 1859 yılları arasında yaşayan alman coğrafyacıdır. Humbold, coğrafya dışında yerbilimlerinin de ilk temsilcisi sayılır.
– Coğrafya ilmine bilimsel anlamda gezi-gözlem metodunu kazandırmıştır.
– Coğrafya ilmine sebep-sonuç, dağılış ve ilgi prensiplerini kazandırmıştır.
– İzoterm, izohips, izobat, profil ve kesit gibi yardımcı ifade şekillerini coğrafyaya kazandırmıştır.
Ritter
1779 – 1859 yılları arasında yaşayan Alman coğrafyacıdır. Aynı zamanda tarihçi ve filozoftur. Beşeri coğrafya insan ile çevre arasındaki ilişkileri inceler tezini ileri sürerek beşeri coğrafyanın konusunu belirlemiştir.
Ratzel
1844 – 1904 yılları arasında yaşayan alman coğrafyacıdır. Beşeri coğrafya adlı eseri ilk yazan bilim adamıdır. Ayrıca politik coğrafya adlı eseriyle siyasi coğrafyanın kurucusu sayılır.Bu eserinde ileri sürdüğü görüşler, Hitler’in dünya egemenliği kurma hülyasına bile esas oluşturmuştur.
Wegener
1880 – 1930 yılları arasında yaşamış Alman bilim adamıdır. Aynı zamanda bir meteoroloji uzmanıdır. Kıta kayması kuramını ilk ortaya atan bilim adamıdır.
Ksenefon
Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) adlı eserinde Anadolu’nun nüfus özellikleri, coğrafyası, gelenek ve görenekleri hakkında bilgiler vermektedir. Anabasis yedi kitaptan oluşmaktadır. Eser anı defteri biçiminde kronolojik bir düzen izlemiştir. Çizdiği harita M.Ö. 5. yüzyılın en detaylı haritası olarak kabul edilmektedir.
Hipparchus
Hipparchus (M.Ö. 160 – 125), geliştirdiği trigonometri yöntemleriyle birçok yıldızın konumunu belirledi. Gök haritaları için ortografik projeksiyonu (Göz merkezi sonsuzdadır. Projeksiyon düzlemi Dünya merkezindedir. Projeksiyon çizgileri birbirine paralel olarak bu düzleme diktir). İlk ortaya atan kişidir. 850 yıldızı içeren bir katalog hazırlayarak, bu yıldızları parlaklığına göre altı sınıfa ayırdı. Ekinoksların devinme(hareket) olgusunu ortaya koydu. Güneş ve Ayın uzaklığını hesaplamıştır. Enlem ve boylam daireleriyle, Dünya’daki herhangi bir noktanın konumunu belirtme yöntemini bulmuştur.
Galilei
Galilei (M.S. 1564 – 1642), yaptığı teleskoplarla, mercek yüzeylerinin eğrilik derecesini denetlemek amacıyla geliştirdiği yöntem sayesinde, astronomi gözlemlerinde kullanılabilecek ilk teleskopları yaptı. Astronomi alanındaki bulgularını Sidereus Nuncius (yıldızların habercisi) adıyla yayımladı.
Arkhimedes
Arkhimedes (M.Ö. 290, 280 – M.Ö. 212, 211), ilkçağda önemli bir astronomi bilgini olarakta tanındı. Çeşitli, gökcisimlerinin yerden uzaklığı ile ilgili olarak bazı sonuçlara ulaştı. Arkhimedes,  ününü kendi adını taşıyan burgu ve biri yıldızların konumunu diğeri Güneş’in, Ay’ın ve gezegenlerin hareketini gösteren iki astronomi küresi gibi buluşlarına borçludur.
Heredotos
Tarihin babası olarak kabul edilen Heredot, aynı zamanda coğrafya biliminin gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Trakya, Anadolu ve Asya ülkelerine geziler yapmıştır. Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu. Çizdiği dünya haritasında, Avrupa’yı, Asya ve Afrika’dan daha uzun göstermiş, Asya’nın doğusu, Avrupa’nın kuzeyini ihmal etmiş, Hindistan çizimi konusunda hatalar yapmıştır. Ancak bu hatalara rağmen dönemin bilgileri açısından önemli bir çalışma olarak kabul edilmektedir. Heredot’un ortaya koyduğu en önemli gerçek diğer coğrafyacılardan farklı olarak Hazar denizinin bir iç deniz olduğunu ve Afrika’nın bir denizle çevrili olduğunu belirlemiş olmasıdır.
Strabon
Strabon (M.Ö. 58 – M.S. 21), Amasya’da doğmuş ve burada ölmüştür. Eski Çağ’da Roma Devri’nin en büyük coğrafyacısı olarak kabul edilmektedir. Dünyanın ilk coğrafyacısı olarak kabul edilmektedir.  Sardunya ve Etiyopya’nın sınırlarına kadar seyahat ettiği söylenmektedir. Tarih, coğrafya ve felsefe konularında çalışmış, bilgi toplamış ve eserlerini yazmıştır.  Ünlü eseri Geographika “Coğrafya” seyahat gözlemlerini ve dünyanın coğrafi yapısına ilişkin düşüncelerini içermektedir. Eser, ülkemizin tarihi coğrafyası ve arkeolojisi açısından önemli bir kaynak durumundadır.
Aristo (yada Aristoteles)
Aristoteles (M.Ö. 384 – 322), mantık biliminin kurucusu olarak kabul edilir.13 yaşındaki Büyük İskender’e öğretmenlik yapmıştır. Dünyanın yuvarlak olduğu görüşünü rasyonel olarak ortaya koyan ilk bilim adamıdır. Bu düşünceye ay tutulması sırasında dünyanın ay üzerine düşen gölgesinin dairesel olduğu varsayımından yola çıkarak ulaşmıştır.
Anaksimenes
Anaksimenes (M.Ö. 550 – 480), yeryüzünü bir dikdörtgene benzeterek, dairesel bir denizin onu çevrelediğini savunmuştur. Gecelerin yüksek dağların güneş ışınlarını engellemesiyle oluştuğun inanmaktaydı.  Güneş ve ay ile diğer yıldızlar arasında ilk kez olarak bir ayırım yapmış, güneşin kendi ışığına sahip olduğu yerde, ay da dahil olmak üzere, diğer gök cisimlerinin güneşin ışığını yansıttığını söylerken, güneş ve ay tutulmalarına ilişkin olarak da doğru bir açıklama getirmiştir.
Anaksimendros
Milattan önce 610 yılında Miletos’ta doğan Yunan doğa filozofu Anaksimandros, astronominin kurucusu ve ilk kez bir kozmoloji ya da dünya üzerine sistematik felsefe görüşü getiren filozof kabul edilir. Ona göre de her şeyin kökeninde sonsuzluk (Aperion) vardı. Yer kürenin uzayda diğer bütün nesnelerden eşit uzaklıkta hiçbir yere bağlı olmadan yüzdüğüne inanıyordu. Duyularımızla algıladığımız kadarıyla yer kürenin yüzeyi engebeli ama bütün olarak düşünüldüğünde düzdü bu nedenle Anaksimandros yer kürenin davul biçiminde olduğunu ileri sürdü ve bu gerçekten yola çıkarak davulun öteki yüzünde yaşayan insanlar olabilirdi. Anaksimandros karalar ile okyanus sınırını çizen ilk insandı. Düzenli ve anlaşılır bir evreni ifade etmek için ilk defa kozmos sözcüğünü kullanmıştır. Tutulmalardan yararlanarak Güneş’in yarıçapının Yer yarıçapının 27 katı olduğunu tahmin etmiştir. Ona göre Güneş’in Yer’e olan uzaklığı Güneş çapının 27 katı idi. Ay’ın uzaklığını ise Yer yarıçapının 19 katı olarak hesaplamıştır. Çok seyahat yapmış ve bir Dünya haritası çizmiştir. Yunan dünyasını bu haritanın ortasına koymuş, Avrupa ve Asya’yı ise onun çevresine yerleştirmiştir. Anaksimandros’a göre, bütün kara kitlesini okyanus denilen büyük bir deniz kuşatmıştır. Anaksimandros’a göre insan, balıktan gelir; çünkü balığın kökeni insanlarınkinden daha kolay açıklanabilmektedir. Bu bakımdan Anaksimandros, evrim kuramlarının öncülerinden sayılabilir.
Ali Kuşçu
XV. yüzyıl başlarında, Semerkand’da doğmuştur. Babası Muhammed, ünlü Türk Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için, ailesi “Kuşçu” lakabıyla meşhur oldu. İstanbul’un enlem ve boylamını ölçerek güneş saatleri yapmıştır. Astronomi ve matematik konusunda iki önemli eseri vardır.
FETHİYE: Astronomi kitabıdır. Otlukbeli Savaşından sonra Fatih’e sunulmuştur. Üç bölümden oluşmaktadır;
1.Bölüm: Gezegenlerin hareketlerinden bahsedilmektedir.
2.Bölüm: Yer’in şekli ve iklim konusundadır.
3.Bölüm: Yer’e ilişkin ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıkları üzerinde durmaktadır. Bu eser özellikle medreselerde öğretim amacıyla hazırlanmıştır. Diğer eseri “Muhammediye” adını verdiği matematik kitabıdır. Ali Kuşçu 1474’te İstanbul’da vefat etti.
Biruni
11. Yüzyıla damgasını vurmuş büyük Türk bilgini olan Biruni Batı Harezm’in başkenti Kas’ da 978 yılında doğmuş ve 1048 yılında Gazne’ de ölmüştür. Güneşin ve gezegenlerin eğimleri üzerinde durmuştur. Dünya ekseninin eğikliğini 23º 27′ bularak gerçek değerine (23º 26,7′) çok yakın bir sayı bulmuştur.  Dünyanın çapını da ilk olarak Biruni gerçeğe çok yakın bir değer olan R=6425,7 km olarak bulmuştur.(Gerçek değer 6376 km dir). Jeodeziyle ilgili temel bilgiler verdiği için bu bilimin kurucusu sayılmaktadır.  Ayrıca, madenlerin yoğunluklarını az bir hata ile bulmuştur Yerçekimi kanunu üstüne, ilk defa fikir ortaya atıp incelemelerde bulunmuştur.  Biruni hastalıkları tedavi konusunda değerli bir uzmandı. Eserleri halen Batı bilim dünyasında kaynak eser olarak kullanılmaktadır. İlk yoğunluk ölçme âletini, icat etmiştir. Birûnî, önce yoğunluğunu bulmak istediği elementi terazide dikkatlice ölçer, sonra su dolu konik âlete koyar, elementin konideki açılmış özel delikten taşırdığı suyu alır ve ölçer, sonra iki ağırlığı oranlardı. Yani elementin salt ağırlığı ile taşırdığı suyun ağırlığının oranı, Birûni’ye göre, o elementin yoğunluğudur. Bugünkü modern yoğunluk bulma metodu ve âleti, Birûni’nin metodu ve âletinin daha geliştirilmiş bir şeklidir.
Pisagor
İngiltere’de doğdu. 1669 yılında Cambridge’de Matematik Profesörü oldu. Dünya ile bütün nesneler arasında, onları birbirine çeken bir güç olduğunu, Dünya’nın tüm nesneleri yer çekimi gücüyle kendine çektiğini buldu. Gezegenlerin uzayda nasıl devindiği gibi bir sorunu çözecek duruma gelmişti. Gezegenlerinde çekim gücü nedeniyle Güneşin çevresine çekildiklerini gösterdi ve Kepler Yasalarını kanıtladı. Yaptığı deneylerle Güneş ışığının beyaz olmadığını; menekşe, çivit, mavi, yeşil, sarı, portakal, kırmızı renklerin bir karışımı olduğunu kanıtladı.  Çalışmalarını 1687’de Doğa Felsefesinin Matematik İlkeleri (Prlncipla) adıyla yayımladı. Hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Sisam adasında okumuş, Mısır ve Babil’de bir süre yaşadıktan sonra ülkesine dönmüştür. Ülkesinde gördüğü baskılardan kaçarak İtalya’nın Kroton kentine gelmiş ve burada bir okul açmıştır. M.Ö. 6.Yüzyılda dünyanın Güneş etrafında döndüğü fikrini ortaya koyduğunda büyük tepkilerle karşılaşmıştır. Doğada meydana gelen her olayın matematiksel olarak açıklanabileceğine inanıyordu. Ortaya koyduğu fikirlerden rahatsız olanlar tarafından M.Ö. 500 yıllarında eğitim verdiği okulunda öğrencileriyle yakılarak öldürülmüştür.
Hekatus
Mısır ve Asya’da incelemeler yapmıştır. Yeryüzünün Tanımı veya Dünyanın etrafında yolculuk (Periegesis veya Periodos Ges) adlı eserlerinde, Hazar denizinin okyanusa açıldığını, Nil nehrinin güneydeki bir okyanustan geldiğini ve dünyanın üç kıtadan oluştuğunu savunmuştur. ( Afrika, Asya, Avrupa ).
İbn Batuta
Fas’ta doğdu. Dönemin, en ünlü gezginidir. Kuzey Afrika kıyıları, Suriye, Mekke, Mezopotamya, Yemen, Kızıldeniz kıyıları, Mısır, Filistin, Anadolu, Balkanlar, Güney Rusya, Batı Türkistan, Hindistan ve Çin’e yaptığı gezilere ilişkin bilgileri “İbn Batuta Seyahatnamesi” adlı eserinde toplamıştır. Eserde gezdiği alanlardaki toplumsal yapıları, zenginlik kaynaklarını, din, dil ve gelenek gibi özellikleri anlatmıştır. Eser ilgili alanların beşeri ve ekonomik coğrafya özelliklerini ele almış bu anlamda Beşeri ve Ekonomik bir inceleme içermektedir.
İbn Haldun
Tunus’ta doğmuştur. Orta Çağ’da İslam Dünyası’nın en ünlü gezginlerindendir.En önemli eseri Kitap El-İbar (İbret Verici Kitap)’dır.Berberi topluluklarının ve İslam İmparatorluklarının İslam öncesindeki sosyal-ekonomik özellikleri hakkında bilgi vermektedir.İnceleme alanına ilişkin jeopolitik ve siyasi coğrafya bililerine yer vermektedir.
Mesudi
Doğum ve ölüm tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bağdat’ta doğmuştur. IX. yüzyılda yaşadığı ve 957 yılında öldüğü tahmin edilmektedir. İran, Hindistan, Çinhindi, Seylan, Kafkasya, Doğu Anadolu, Batı Türkistan, Suriye, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas ve İspanya gibi alanları gezmiş bu alanlara ilişkin gözlemlerini “Al Müruc Al Zekhb” (Altın Çayırlar) adlı eserinde anlatmıştır.
İdrisi
Orta Çağ Arap coğrafyacısıdır. 1099 yılında dünyaya geldi. Akdeniz Havzası ülkelerini, Fransa ve İngiltere’yi dolaştıktan sonra Sicilya Kralı II. Ruggiero’nun sarayına yerleşti. En önemli eseri Libro del Re Ruggiero (Kral Ruggiero’nun Kitabı) adlı eseridir. Bu eserde Rusya, Almanya, İskandinavya, Hint okyanusu kıyıları ve Afrika hakkında bilgiler vermektedir. Bir Dünya Haritası hazırlayarak bu kitabına koymuştur.
KAYNAKÇA
https://cografyabilim.wordpress.com/tag/tarihteki-unlu-cografyacilar-kimlerdir/